Çamlıkbaşı Mağarası Araştırma Faaliyeti 27-11-2011
08.05.2011 tarihinde gidip haritalamaya başladığımız Çamlıkbaşı mağarasında, yukarıdan baktığımızda sayısız yarasanın çıktığı dikey bir bölümü haritalayamamıştık. Bu kadar çok yarasa çıkıyorsa oldukça geniş bir salon olmalı diye düşünmüştüm. Ayrıca yine inip bakmadığımız bir kol daha vardı. Derneğimize yeni katılan arkadaşların Mağara ortamıyla tanışması ve yarım kalan ölçümleri almak amacıyla bu mağaraya faaliyet yapmaya karar verdik.
Düzenlediğimiz bu etkinlik için Güldem Özkan, Akan Ögel, Rabia Korçak, Selçuk Toprak, Tamer Çekici, Kasım Altay, Attila Ülgen yedilisi olarak Sabah 08.30 da Nilüfer de Orhaneli, Keles kavşağındaki bir marketin (marketin adı reklama girmesin diye zikredilmemiştir) (reklam bedeli dernek hesabımıza yatırıldığında marketin adı büyük harflerle yazılacaktır) otoparkında buluşarak, yola çıkacaktık. Ancak Tamer ile Rabia’nın gecikeceği haberi, bizim 8,30 da hareket etmemiz, onların ekibe Keles teki nöbetçi çorbacıda katılmaları kararıyla uygulamaya geçti. Saat 9.30 da vardığımız Keles ten buluşarak 10.15te alışveriş de yaparak ayrıldık. Geçmiş yıllarda sayısız kez susuz gittiğimiz faaliyetler yüzünden, artık su dışında bir şey almadan gider olduk. Neyse ki herkesin çantasında bir şeyler çıktı.
Gelemiç’li Mehmet Çetin’in saat 11,15 te tam mağaraya girerken ekibe katılması sürpriz olmadı. Her zamanki neşesi yerindeydi. Sayesinde faaliyet boyunca tebessüm dudaklarımızdan eksik olmadı. Hayatındaki ilk Mağara deneyiminde düşen, ancak hasarsız atlatan Güldem de, Karanlık bir boşluğa ilk adımını atmakta tereddüt eden Rabia da, mutlu görünüyordu mağarada. Mağaranın çevresi 5-6 derece olmasına rağmen mağaranın içi oldukça sıcaktı. Ekip üyeleri mağaranın daha önce haritaladığımız bölümlerinde daha önce göremediğimiz kolları keşfe çıkarken, Kasım, Attila, Selçuk üçlüsü de eksik kısımları haritaladılar. Ne yazık ki önceki gelişimizde sayısız yarasanın uçuştuğu ve büyük bir salon olabileceğini düşündüğümüz dikey inişin sonu çabuk göründü ve hemen bitiverdi. Bu gün sadece tek bir yarasa gördük. Diğer inişte benzer bir şekilde bitince büyük mağara bulma hayalimizde suya düştü. Saat 14.00 civarında mağaradan çıktığımızda Güldem in “şimdi başka bir mağaraya daha gidecek miyiz?” sorusu bu mağarayı küçük bulduğunun göstergesi oldu sanki. Ama Çamlıkbaşı mağarası, iskeletiyle, çamuruyla, daraları, sarkıtları, dikitleri, iniş ve çıkışlarıyla yeni mağaracılara, mağaracılığın nasıl bir şey olduğunu tam olarak anlamalarını sağladı. Artık, niye baret, tulum, çizme, dizlik ve eldiven gerekiyor? biliyorlar.
Çıkışta Selçuğun çayı eşliğinde, Tamer’in getirdiği çokoprens (editör’ün notu: Bu reklam olmadı mı?), Akan’ın getirdiği kuru incir, kayısı ve poğaçasıyla çektiğimiz ziyafete şükrederek ayrıldık mağaranın yakınından. Gelemiç kahvesinde 2 şer çay içip yorgunluğumuzu attıktan sonra saat 16,00 da yola çıkarak Bursa’ya döndük.
Attila Ülgen
« Aralık 2024 » | ||||||
---|---|---|---|---|---|---|
Pt | Sa | Ça | Pr | Cu | Ct | Pz |
1 | ||||||
2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 |
9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 |
16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 |
23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 |
30 | 31 |