MAĞARA KOŞUSU 16 Eylül 2015
Uzun süredir biriktirdiğimiz, ihmal ettiğimiz işleri tamamlayıp bitirmenin zamanı gelmiş, hatta çoktan geçmişti. Çeşitli nedenlerden daha önce ölçüsünü alıp çizimlerini yaptığımız, ancak haritalarını tamamlayamadığımız mağaraların üstünden hızlı bir şekilde geçelim düşüncesiyle etkinlik planladık. Amacımız, üç mağarayı bir günde gezi düzenleyerek, zaman kaybını önlemek ve işi bir günde tamamlamaktı.
16 eylül çarşamba günü saat 9 da “Eker Meydan” olarak bilinen mekanda buluşuldu. Hızla pil yiyecek ve su ihtiyacı karşılandıktan sonra, bir önceki faaliyetteki kahvaltı molasını da es geçerek yola çıktık. İlk hedefimiz Keles Gelemiç köyüne ulaşıp, lokal mağaracı arkadaşımız Mehmet Çetin’i de alarak Kütahya sınırındaki “Naldöken” mağarasına giriş yapmaktı. İyi ki erken çıkmışız. Keles’e varıp, Gelemiç yönüne doğru yola çıktığımızda aracımızın gaz pedalının boşaldığını fark edip durmak zorunda kaldık. Tam da sanayi bölgesine elli metre kala, aşağı eğimli yolun başında… Tamircide verdiğimiz zorunlu mola sonrasında yaklaşık kırk beş dakika daha kaybederek yola devam ettik.
Mehmet Çetin, namı diğer “meddah” köy kahvesinde bizi beklemekteydi. Naldöken mağarasına doğru, hızla yola çıktık. Yolda, mağaradaki yarasa gübresinin neredeyse tamamına yakınının boşaltıldığını öğrendik. Ayrıca, Meddah’a İstanbul’dan gelen iki kişinin kanser ilacı yapmak için yarasa istemeye geldiğini öğrendik. Artık amiyane tabiri ile “ne ayak” bir tedavi ise… On iki yıldır kanser hastanesinde cerrahım, bir yaşıma daha girdim Durum şöyle açıklanabilir : Maalesef, her iki durumda da mağara ve Meddah ile ilgili bilgiye sitemizden ulaşılmıştı. Evet yayın yapmak istiyoruz ama, bir mağara ile ilgili bilgiyi, özellikle konumla ilgili olanları paylaşmalı mıyız ? Hakikaten bu çok tartışılması gereken bir durum.
Yaklaşık otuz beş km yoldan sonra, “Naldöken” mağarasının iki yüz metre yakınına kadar aracımız ile ulaşıyoruz. Meddah sürprizlerle dolu, bir önceki seferde bizi iki km kadar yürütmüştü. Gülüp geçtikten sonra hızla mağaraya girdik. Küçük ancak karışık mağarayı, ağır üre kokusu altında hızla dolaşıp, küçük notlar aldıktan sonra bu mağaradaki faaliyeti sonlandırdık. Saat 12 de Gelemiç’e doğru yola koyulduk. Öğle vakti… Üç mağarayı da bitirebilme ihtimalimiz azalmıştı.
İkinci mağaramız, daha küçük olan Gelemiç’e çok yakın olan “Çamlıkbaşı” mağarasıydı. Yine bir önceki seferden daha yakına, mağaraya elli metre yakınlığa kadar aracımızla ulaştık. Yüce yaradan, nedir bu Meddah’tan çektiğimiz? Mağaraya girip, kısa sürede ayrıntılara bakıp çıktık. Öğle yemeğini atıştırıken üçüncü mağaraya gidip gitmemeyi tartıştık. Saat 15:30 olmuştu ve Büyükorhan’a gitmemiz gerekiyordu. Yol çok uzaktı. Meddah numarasını yapıtı ve bizimle gelip, ara yoldan, bir saat gibi bir sürede, bizi hedefe ulaştırabileceğini söyledi. Tek sorun geri nasıl dönecekti. “Ben Bursa - Keles ayrımından dolmuşla dönerim” deyince sorun çözülmüş oldu. Gece 21:30 dan önce hedefte olamazsak, Bursa’da oğlunda kalacaktı. İşte günlük giysisi, elinde modernize telefonu, ayağında tokyosu ile mağaraya giren ekip ve gönül adamı Mehmet Çetin.
Büyükorhan’da bizi bekleyen İsmet Ceyhun’a haber verip bastık gaza. Dere tepe düz gidip yaklaşık saat 17:30 da hedefe ulaştık. Havanın kararmasına çok az vardı. Otomattan kahve ve yarım saat sonra, İsmet’i de alarak yola koyulduk. Bayındır köyündeki aynı adla anılan mağaraya gidiyorduk. Önümüze düşen binek araçta beş kişi, çekirdek çıtlayıp, dönüp bize baka baka yavaşça yol alıyordu. Biraz sonra durup el ettiler. “Nereye ?” sorusunu “Bayındır köyüne” diye yanıtlayınca, karşılık olarak “ Bayındır muhtarı arabada” yorumu geldi. Normalde “biz mağaraya geldik” falan derdim ama, karşımızdaki beş kişinin, atomu parçalamış havasındaki yüz ifadeleri karşısında hayretler içinde kalıp, ancak “iyi” deyip hızla yola koyulduk.
Mağaraya köye uğramadan, üst yoldan gidiliyor. Geçen zamanda, arazide de bir miktar değişiklik olmuş. İsmet’in jandarmaya haber vermeyi unutması ve sayın muhtarımıza da bilgi vermediğimizden, herhangi bir sorunla karşılaşmaktan biraz çekindik. Aracımızla mağaraya en yakın konuma kadar gelip, ağaçların arasına kamufle olduk. Kısa bir yürüyüşle mağara ağzına vardık. Mehmet Çetin ağırlıklı olarak meraktan, daha önce girmediği “Bayındır” mağarasına bizimle birlikte gelmişti. Mağara bu üç mağaranın en büyüğü. Aslında, aşırı uzun olmasa da ideal, güzel ve görülmeye değer güzellikte. İyi ki tekrar gelmişiz. İşimiz yaklaşık bir saatte tamamlandı.
Artık hava karardı. İsmet’le Büyükorhan’da vedalaşıp yola koyulduk. Güle söyleye, eski yeni anılardan ve gelecekteki etkinliklerden bahsederek saat 21 de Bursa – Keles ayrımına vardık. Olamaz olası sigara molasından sonra Meddah ile vedalaşıp, Bursa’ya doğru yola çıktık. Faaliyet saat 21:30 da başladığı yerde sonlandı. İyi de oldu. Tüm hedeflerimize ulaştık. Koştuk yani.
Ekip: Attila Ülgen, Kadir Gürses , Yenal Yazıcıoğlu , Meriç Şeyma Tiryaki, Utku Yücel , Emrah Sınmaz, İdris Hatipoğlu, İsmet Ceyhun Yıldırım ve Mehmet Çetin
Emrah Sınmaz
Fotoğraf Galerisi
Fotoğraf Galerisi
Fotoğraf Galerisi
« Kasım 2024 » | ||||||
---|---|---|---|---|---|---|
Pt | Sa | Ça | Pr | Cu | Ct | Pz |
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |