GEYİK DAĞI FAALİYETİ - 9/18 EYLÜL 2016

Geyik dağı diye diye ve de gide gele ömrümüzü yedik. Dağlar ve mağaralar bizden öncede vardı ve bizden sonrada olacak. Belki bu gezilerimiz ileride hatırlanmayacak. Ama henüz değil. Şimdi faaliyetteyiz.

Daha önce bulduğumuz ve 2014 Geyik dağı faaliyetinin son gününde ilk girişlerini yaptığımız, Gücüksu ve Ahmet Eğriği mağaralarının araştırmak için faaliyet planladık. Faaliyete 2016 kurban bayramı günlerine denk getirdik.

Dokuz eylül cuma günü, saat 7:45 de Bursa Görükle’den iki araç ile yola çıktık. Ekipte ; Attila Ülgen, Yenal Yazıcıoğlu, Emrah Sınmaz, Sena Özsipici, Serap Heptanış, Utku Yücel, Kadir Gürses ve Celal Kamaç vardı. Geyik dağı Bursa’ya bir günlük mesafede. İlk günümüz yollarda geçecek. Konya’da Ankara’dan gelecek ekiple buluşacağız.

Konya’da bir mola ve terminalden Hüseyin Can Özcan’ı aldıktan sonra, yaylaya varmadan önceki son durağımız olan Korualan’a doğru yola çıkıyoruz. Saat 18 de Korualandayız. Burada Ankara’dan gelen Tulga Şener ve Barkın Şener ile buluşup, son alışverişlerimizi yaptıktan sonra yola revan oluyoruz.

Geceyi, Teke Ahmet’in evinin olduğu Çadır Çukur’da geçirip, ertesi sabah erken saatte, kamp yapacağımız Gücüksu’ya çıkmayı planladık. Korualandan sonra; Yağlı pınar yaylası, Eğil Gölü, Sericek, Eğribel, Yellibel-Yaylacık ve sonrasında, gece geç saatte Çadır Çukura ulaştık. Teke Mehmet kurban için keçileri satmaya Antalya’ya inmişti ve bayram sonuna kadar yoktu. Kötü haber ise, bayram nedeni ile yaylada ve komşu yaylalarda hemen hemen kimse kalmamıştı. Çok ihtiyacımız olan katırlara ulaşmamız imkansız hale gelmişti. Uzun bayram tatilinin yarattığı boş zaman avantajı bir anda tersine dönmüştü.

Geceyi, yaylada mescit olarak yapılan, ancak kullanılmayan binada kamplayarak geçirdik. Sabah saat 8 de çadır çukurdan hareket ederek, bir sonraki yayla olan, Çaşkırevi’ne ulaştık. Çalıştığımız alan, Çaşkırevi yalasının güney-doğusundaki bölge. Araçları bırakacağımız yer 2023m de. Sonrasında dik bir çıkışla ilk mağaramız olan “Ahmet Eğriği” ne ulaşacağız. Burası ise 2177m de. Kamp alanı olarak seçtiğimiz “Gücüksu” mağarasının yakınındaki düzlük alan ise 2290 m de. Aslında yol kısa ve yükselti farkı da fazla değil. Normal bir yürüyüş ve az bir yük ile yaklaşık kırk dakikada Gücüksu’ya ulaşmak mümkün. Ama kazın ayağı öyle değil.




Aracımızın ulaşabileceği son yere kadar çıkıp eşyaları indiriyoruz. Saat 9:00 da tırmanış başlıyor. İlk adım yükseltiye alabildiğimiz kadar eşyayı çıkartıp, tekrar araca dönüp yeniden eşya almak şeklinde taşımaya başlıyoruz. Zaman hızla geçiyor ancak iş çok yavaş ilerliyor. Kolay değil. Kamp malzemesi, bireyseller, çadırlar ve bol miktarda teknik malzeme var. Bize en az dört katır gerekiyor. Bir katırın taşıma kapasitesi, kim bilir kaç insanın toplam kapasitesine eşit. İnsan katırlar, var güçleriyle çalışıyorlar. Ama ne fayda, öğleye doğru Ahmet Eğriği’ne ancak ulaşıyoruz.

Kısa bir mola sonrası yola devam. Şimdi tüm yükü bir sonraki kısa mesafe istasyonlara, git-gel ile taşımaya başlıyoruz. Çok mu faydalı? O kadar git gel yapıyoruz ki, sayısı bilinmez… Sonunda bin bir güçlük ve harcanan emek ile saat 16 da kamp alanına ulaşıyoruz. Bu eziyet sözcüklere sığmaz. Mağaracılık hayatım boyunca, yükümüzü taşıyan tüm katır ve eşekler haklarını helal etsinler.

Kamp kurulduktan hemen sonra, yakındaki su kaynaklarının islahını yapıyoruz. Kurbağa, solucan falan var ama, yanımızda su arıtma filtremiz var. Sonuç güzel, arıtma zor ve uğraştırıcı ancak temiz bir su elde ediyoruz. Tabi ki filtremiz tıkanana kadar. Akşam saatine Sivas’tan gelen ekip üyemiz Ebuzer Bekar kampa ulaşıyor. On eylül böyle geçecek derken, ilk ekibi Gücüksu’ya doğru yolcu ettik.

Tulga, Barkın, Can ve Kadir’dan oluşan ekibimiz saat 19:30 da giriş yapıyor. Bu girişte , mağaranın fosil galerisinden sonra küçük bir inişle, yatay olarak ilerlenip, dar yatay giden galeride ilerlendi. Bu girişte, mağaranın, fosil galerisi ve -10m aşağıdaki aktif galerisinin 300m kadar uzunluğu araştırıldı. Mağaradaki çalışma ekibin saat 24 de kampa ulaşması ile tamamlandı.

On bir eylül pazar günü, Attila ile su almak ve Teke Ahmet’ın oğluyla konuşmak için aşağı inmeye karar verdik. Su büyük sıkıntı bir çözüm bulamamız gerekiyor. Ayrıca dönüş için katır sorununu çözmek isteğimiz var. Bu gün iki mağarada birden çalışılacak. Kampta aynı anda hazırlıklar başlıyor. Teke Ahmet’ten umut yok. Bayram sonrası gelecek. Dönüş yolunun da zorlu geçeceğini anlıyoruz. Su doldurup kamp alanına doğru geri dönüyoruz.

Kadir, Celal, Utku ve Barkın’dan oluşan ekip saat 14:00 da Gücüksu mağarasına giriş yaptı. Gücüksu mağarasında bu girişle ilerlemeye devam edildi. Mağara’da yatay ilerleme, sonrasında birkaç ipsiz küçük iniş ve 7-8m lik bir inişten sonra daral bir geçiş bulundu ve yata olarak yaklaşık 500m daha ilerlendi. Akşam saat 19:30 da mağaradan çıkış yapıldı.

Tulga, Hüseyin Can, Ebuzer ve Yenal’dan oluşan ikinci ekibimiz saat 14:30 da Ahmet Eğriği mağarasına giriş yaptı. Bu girişle, yaklaşık -80m dikey döşeme yapıldı. Mağaranın bu kısımı, ağırlıklı olarak dar çatlak şeklinde. Sürekli olarak dönüşler ve küçük inişlerle devam ediyor. Dar galeri nedeniyle, çalışılması ve malzeme taşınması oldukça zor. Mağarada daha önceki girişte çakılan boltlar kullanılarak ve yenileri ile desteklenerek ilerlendi. Darlık nedeni ile sel riski yüksek. 2014 yılında ani gelen yağış sele yol açmış ekip güçlükle çıkış yapmış, hemen sonrasında dar ağız su ile kaplanmıştı. Bu sırada mağarada kalan ve üç yılda yıpranmış olan malzemeler, bu giriş sırasında toplandı. Mağaradaki çalışma saat 18 de tamamlanıp çıkış yapıldı.

On iki eylül pazartesi günü, sabah erkenden Tulga ve Barkın Şener’in faaliyet süreleri bitiyor ve kamptan ayrılıyorlar. Bu gün de çalışma iki mağarada da devam edecek.

Kadir, Celal ve Hüseyin Can’dan oluşan genç ekibimiz Ahmet Eğriği mağarasına 13:30 da giriş yaptılar. Bu girişte mağaranın ilerledikçe genişlediği saptandı. Sonunda, büyük bir inişle, geniş bir galeriye varıldı. Sonrasında ise, önce sürünülerek, sonrasında dar ancak rahatça yürünerek devam edilen yatay galeride bir saat kadar yürünerek ilerlendi. Altı adet yan su yolunun katıldığı saptandı. Mağaranın sonu bulunamadan çalışma sonlandırılarak dönüşe geçildi. Hüseyin Can ekibin diğer üyelerinin, çıkışta pantin kullanmasına ve kendisinde olmamasına içerlemiş. Bu girişin güncesine “ kaç yıllık mağaracıyız da pantinimiz olsun” deyu not düşmüş. Giriş saat 23:30 da mağaradan çıkılarak sonlandırıldı.

Aynı gün, Gücüksu’daki çalışma ise Ebuzer, Sena, Serap, Ebuzer ve Emrah beşlisinden oluşan ekibizimizle gerçekleştirildi. Bir önceki ekibin yaptığı ilerlemeyi daha ileri götürmek amacımızdı. Daraldan geçerken, Utkunun el parmağında, keskin duvar nedeni ile kesi şeklinde yaralanma gelişti. Oldukça derin olan kesi için sütür uygulaması gerektiğine kara verip, iki kişi mağaradan çıkmaya, diğer grubun devam etmesine karar verdik. Saat 17 de dışarıdayız. Malzeme araçlarda olduğundan aşağı inmek zorundayız. Bu arada içerideki ekip de dışarı çıkıyor. Ekip üyesi Serap Heptanış’da el bileğinden sakatlanmış. Bu girişimiz amacına ulaşamadan böylece sonlandı.

Attila, Utku ile birlikte aşağı iniyoruz. Hava karadı. Ne tesadüf ki karanlıkta çalışmaya alışığım. Utku’yu tamir ettikten sonra, biraz da malzeme alıp kamp’a saat 22 de varıyoruz.

On üç eylül salı günü… Bu gün hava kapalı. Ciddi yağış beklentimiz var. Bu nedenle, Ahmet Eğriği mağarasında çalışmaya ara veriyoruz. Gücüksu’da ise her hava şartında çalışılabilir.

Hüseyin Can, Yenal, Ebuzer ve benden oluşan ekibimizle saat 13:30 da Gücüksu’dayız. Amacımız alttaki aktif galeriyi haritalamak. Haritalayacağımız aktif kısım üstteki fosil galerinin -10m altında, büyük bölümü bir insanın yürüyebileceği dar galeri şeklinde. İnişten sonra, galerinin su geliş yönüne doğru ilerliyoruz. Otuz metre kadar sonra sağdan küçük bir dik galeri saptandı. Fosil galeriyle bağlantılı olduğu düşünüldü. Devamında, daha önceki girişlerde saptanan çöküntü alanı temizlenerek geçilebilecek küçük bir açıklık oluşturuldu. Kısa bir mesafe daha devam edildikten sonra, mağaranın geçilemeyecek şekilde su çıkışı ile burada sonlandığı görüldü. Kısa bir mola sonrası, şelale adı verilen bu yatay galerideki en büyük inişe kadar haritalama yapıldı. Saat 19:30 da kamptayız.

Dışarıda kalan ekibimiz de boş durmamış. Ağızı toprak-kaya olan bir düdende ciddi kazı çalışması yapılmış. Evet, mağara gidiyor. Ancak girişteki kayaların patlatılması gerekecek. Çevrede de gezilip çöküntü sahalarına bakılmış. Bir saat kadar ciddi yağış olmuş. Ahmet Eğriği’ne girmemek yerinde bir karar.

Geç saatte, Ankara’dan; Utku Yıldırım, Engin Gürhan ve Yaren Özdemircan’dan oluşan yeni ekibimizi kamp’a katıldı. Salı günü bu şekilde sonlandı.
On dört eylül çarşamba günü, Ebuzer Bekar ve Serap Heptanış kamptan ayrılarak evlerine doğru yola koyuldular. Hava yine kötü. Yağmur atıştırıyor. Eylül olmasına karşılık bazı geceler hava 0 derece altına düşüyor. Ortam böyle. Dikeyde risk var. Öğle saatindeki yağıştan sonra, çevredeki çöküntü alanlarını gezmek daha mantıklı görünüyor. Öyle de yapıyoruz.

Akşam saat 17:30 da Yaren, Hüseyin Can ile birlikte üç kişi mağaraya girip fosil galeriyi keşfediyoruz. Mağaranın fosil galerisi tahminimizden uzun çıkıyor. Zaman fotoğraf ve keşifle tükeniyor. Saat 21:30 da dışarıdayız.

On beş eylül perşembe günü… Yaren, Utku Yıldırım ve benden oluşan ekibimizle yine Gücüksu mağarasındayız. Yatay fosil galerinin tamamının ölçümü bu girişte alındı. Sadece girişin sol tarafındaki küçük bir bölüm haritalanmadı. Saat 13:10 da başlayan girişimiz, 19:00 a kadar devam etti.

Dışarıdaki ekibimiz, Yenal, Can, Kadir, Sena, Celal ve Attila öğle saatlerinde başlayarak, çevrede arama tarama çalışması gerçekleştirdi. Bu çalışmada çok sayıda çöküntü sahasına iniş yapıldı. Çalışma sırasında -70m derinliğinde ve 200m uzunluğunda yeni dikey bir mağara bulundu.
On altı eylül cuma… Artık araştırmada son günümüz. İki gün dönüşe gidecek. Malum insan katırlar olayı. Bu gün, arazi taramasına devam ediyoruz. Can ve Utku Yıldırım yeni bulunan dikey mağarayı haritalayıp hattı topladılar.

Yenal, Celal ve Kadir’den oluşan ekibimiz ise, Ahmet Eğriği mağarasının dikey kısmını haritalayıp hattı toplamak üzere mağaraya giriş yaptı. Saat 13:30da başlayan çalışma gece saat 23:30 da tamamlandı. Yağış nedeniyle kaybettiğimiz iki gün nedeniyle, yatay kısmın haritalanması başka bir faaliyete kaldı. Bu yatay kısmın keşfedilen bölümünün, iki kilometrenin üstünde uzunlukta olduğu tahminindeyiz.

Faaliyetin araştırma bölümü bu şekilde tamamlanmış oldu. Gücüksu mağarasında 840m yatay ölçüm yapıldı. Ahmet Eğriği mağarasında ise -145m derinliğe ulaşıldı. Haritalanmış kısımda 244m yatay ölçüm alındı. Her iki mağaramızda da araştırmalarımız daha sonraki faaliyetlerle devam edecek. Arazi taramasında yeni mağaralara da ulaşıldı.

On yedi eylül cumartesi… Teke Ahmet’ten bu güne kadar ses-seda yok. En azından yanımıza gelir diyorduk. En azından, defalarca oğluna hatırlattığımız “bir keçi kesin cumartesi gecesi mangal yapalım” programına uysa… Mecbur yükleri taşıyacağız. Dönüş kolay olur diye düşünüyoruz. Sonuçta yokuş aşağı ineceğiz. Ama işler öyle gitmiyor. Hava, geçen bir haftanın en sıcağı. Biraz da yılgınlığımız var.

Öğle saatini geçtiğimiz halde, ancak Ahmet Eğriği seviyesindeyiz. Akşam saatinde araçlara eşyalarımızı yüklüyoruz. Hava tam kararırken Ahmet’in evinde çadır çukurundayız. Hazır mangala hemen etler atılıyor. İnsan oğlu işte… Sanki hiç et yememişiz. Bu kadar mı yenir? Sonrasında hasret giderme, çay, televizyonda İlber Ortaylı izleme derken gece de batıyor.

On sekiz eylül pazar günü saat 6:50 de yayladan ayrılıyoruz. Yol uzun. Gecenin geç saatlerinde Bursa’dayız.

Genel olarak başarılı bir faaliyetti. Hava şartları bizi biraz tedirgin etmese daha iler bir çalışma yapılabilirdi. “Daha nice faaliyetlere Mağara Araştırma Derneği ” diyelim son tahlilde. Biz yaşadıkça ve bizden sonra…

Ekip MAD : Emrah Sınmaz, Attila Ülgen, Yenal Yazıcıoğlu, Tulga Şener, Barkın Şener, Ebuzer Bekar, Hüseyin Can Özcan

Ekip UMAST : Celal Kamaç, Kadir Gürses, Sena Özsipici, Utku Yücel, Serap Heptanış

Ekip HÜMAK : Utku Yıldırım, Engin Gürhan ve Yaren Özdemircan