"KARA KOVUK" MAĞARASI ARAŞTIRMA FAALİYETİ 23 AĞUSTOS 2017

On beş ağustostan sonra, her yıl Datça’da tatildeyim. Her şeyden uzak güzel zamanlar… 2009 yılında, yine böyle bir tatilde, Ankara’dan Emre Baturay Altınok ile Teke Suyu mağarasına bir günlük faaliyet yapıp haritasını çıkarmıştık.

Bu yıl Datça’da; E.Baturay Altınok, Emrah Öztekin ve artık yerleşik hayata geçmiş olan Onur Yurtbaşı ile aynı zamanda buluşma şansımız oldu. Tatile çıkmadan hemen önce, MAD Ankara mail gruba gelen, Marmaris’teki bir mağaradan bahseden istihbaratı, bu tatil sırasında değerlendirmeye karar verdik.

Mail, Marmaris Ticaret odasından Eylem Miray Apak tarafından yollanmıştı. Mail’de, kısaca İçmeler’den giren bir mağaranın Turunç beldesine bağlandığı yolunda bilgi alındığından bahsedilip, bu mağaranın araştırılması konusunda yardım isteği bize iletilmişti. On Ağustos’ta, Eylem hanım ile iletişime geçilip, mağaranın konumu ile ilgili bilgisi olan kişilere ulaşmaya çalıştık. Mağarayı bilen Marmaris Akut’tan Hakan Şahin’e bu yolla ulaşıp, on beş temmuzdan sonra faaliyet için kendisi ile sözleştik.

Faaliyeti 23 ağustos günü için planladık. Emrah Öztekin, oğlu Arca ile ilgilenmek için faaliyetten affını istedi. Tabi ki yedekler her zaman cepheye sürülebilir. Bu küçük faaliyetimize, eski üyelerimizden Emrah Özesen’in eklenmesi ile Emrah açığımız kapanmış oldu. Özgür bırak, seninse geri döner…

Saat 11:30 da İçmeler beldesinde Hakan şahin ile buluştuk. Kısa araç yolculuğunu, içmeler beldesinin son binası yakınında bitirdik. İki tepe arasındaki bir dere yatağı yanından kısa bir tırmanış ile mağaranın ağzına ulaştık.

Mağaraya önce Onur, Hakan ve Emrah Özesen’den oluşan ekibimiz mağarayı incelemek için giriş yaptı. Baturay, ben ve Onur’un, gidilen yere götürülmezse mızıklayan köpeği Köfte ile dışarıda az takıldık. Ekip, yirmi dakika kadar sonra, mağaranın kısa yataylar ve ipsiz tırmanılabilinen iki çıkış ile devam edip, sonlandığı bilgisi ile geri döndü.

Baturay ile haritalama için mağaraya giriş yaptık. Mağaranın giriş kısmı çobanlar tarafından ağıl olarak kullanılmış. Hemen sonrasında bir biri ile paralel giden ve ilk yatay büyük galeri ile birleşen, iki küçük geçiş bulunuyor. Geniş galeriden sonra yaklaşık üç metre bir çıkış var. Buradan hemen sonra ise yedi metrelik son bir çıkış, çıkışın başında, sola küçük bir yan galeri bulunuyor. Tırmanıştan sonra ise, gittikçe daralan bir yatayla mağara sonlanıyor.

Ölçümü tamamlayıp dönüşe geçtiğimizde, üç metrelik inişin hemen altında Onur’un Köfte ile mağaraya girdiğini gördük. Önce çekinen Köfte, merakına yenilip mağaraya girmişti. Kısa bir süre fotoğraf çekimi ile çalışmamız sonlandı. Mağaradaki toplam çalışmamız bir saat kadar sürdü. Aslında Turunç tarafında da bu mağaraya benzer küçük bir mağara bulunmakta. MTA tarafından araştırılan bu mağara nedeni ile yörede iki beldeyi birleştiren mağara olduğu söylentisinin yayıldığını düşünüyoruz. Çıkışta, mağaranın hemen yanındaki eve sorduğumuzda, mağaranın “Kara Kovuk” adı ile anıldığını öğrendik.

Araçların yanına varınca Hakan ile vedalaşıp ayrıldık. Çok kısa sürede mağara çalışmamız tamamlandığından “Teke Suyu” mağarasına gitmeye karar verdik. Onur haritaladığımız ve çoğunluğu su olan mağarada, yeni, kuru-çamur galeri bulmuştu. Bir bakmakta fayda var diye düşündük.

Saat 14 de mağaraya hep birlikte giriş yaptık. Hemen girişten sonraki kuru galerinin sağına doğru, kayalar arasından girilince yeni galeriye ulaştık. Galeri dar tabanı çamur, bir sürü kola ayrılıp tekrar kolların birleştiği karmaşık bir yapıya sahip. Bu galerilerin yerleşim olarak, su bulunan ilk sağ kol ile birleştiği görüşüne vardık. Saat ilerlediğinden, başka bir gün gelip haritalamak fikri ile faaliyeti sonlandırıp, mağaradan çıktık.

Eski Datça yolunu zorladıktan sonra, Emecik köyüne yakın ana yola birleştik. Ağaçlar altında pide yerken, eski günlerden bahsedip, saat 17 de faaliyeti bitirdik.