MUSTAFAKEMALPAŞA MAĞARALARI 11 Kasım 2017
11 Kasım sabahı, her zamanki gibi saat 09.00’da buluşup, hangi mağara istihbaratlarına gidelim konusunu kısaca müzakere ettikten sonra, elimizdeki listeden önceliği Şapçı köyü Küçük Huğla Tepesindeki mağaraya vermeye karar verdik.
Alim Ölmez ve Attila Ülgen’den oluşan ekiple gittiğimiz Şapçı Köyünde, köy kahvesinde kısa bir sohbetten sonra bize mağaranın yerini gösterebileceğini söyleyen Necati Akar Rehberliğinde yola koyulduk.
Mağaraya yaklaştığımızda yolun gevşek taşlı yapısı, aracımızın daha fazla ilerlemesine imkan vermedi. Arabamızı bırakarak yola yayan olarak devam ettik. Altın aramak amacıyla sayısız sondaj kuyusu açılmış olan “Küçük Huğla” tepesinde yol boyunca 13 sondaj borusu saydım. Toprak numunesi almak amacıyla açılmış bu sondaj kuyularından ikisinin girdiğimiz Küçük Huğla mağarasının da içinden geçmesi ilginç bir sürpriz oldu bizim için.
65 derecelik bir eğimle inen dikey nitelikli mağara girmek için teknik ekipman gerekmiyor. Yaklaşık 30 mt derinliği ve kollarıyla birlikte 55 mt den daha uzun olan mağaranın zemini altın sondajı yapılırken basılan suyun yarattığı kalın bir çamur tabakasıyla kaplı. Bu nedenle en altta devam eden kola girmemiz mümkün olmadı. Ancak normalde kuru bir mağara olduğunu düşündüğümüz mağaranın, önümüzdeki yaza kadar kuruyacağını düşündük. Önümüzdeki süreçte mağaranın tekrar ziyaret edilerek girilemeyen bölümlerinde haritalanması mümkün olacaktır.
8-10 yarasa gözlemlediğimiz mağaranın bazı bölümlerinin insan eliyle yontularak kazıldığı görüldü. Geçmişte maden çıkarmak amacıyla kazılmış olabileceği düşünüldü.
Küçük Huğla mağarasının 40-50 mt kadar kuzeyinde, mağara ile aynı fay hattının devamı gibi görünen, yaklaşık 50 mt uzanan Küçük Huğla Çatlağı şu anda mağara niteliğinde bir girişe izin vermiyor. Yinede sonraki ziyaretimizde tekrar kontrol edilecektir.
Günümüzün bir sonraki durağı Keltaş köyü oldu.
Mustafakemalpaşa’ya yakın olduğundan, ne zaman olsa bakarız diye düşündüğümüz, bu mağara istihbaratının asılsız çıkması sonucunda yönümüzü Kocakoru köyüne çevirdik.
Ancak Kocakoru’da bize gösterilen ve yörede yağan yağmur sularının battığı söylenen yerlerde insan geçişine izin veren bir giriş bulunamadı.
Faaliyetimizi sonlandırıp dönmeye karar verdikten sonra Güller Köyü - Kapaklı Çeşme arasında Arı Kayası mevkiinde kayalıklarda uzaktan kaya oyukları görünce durup bakmaya karar verdik. Ancak sık dikenli ve geçit vermeyen çalılıklar havanında kararmaya başlamasıyla bizi bu amacımızdan caydırdı. Arı kayası, ileride gelinip bakılacaklar listesinde yerini aldı.
Attila Ülgen
« Kasım 2024 » | ||||||
---|---|---|---|---|---|---|
Pt | Sa | Ça | Pr | Cu | Ct | Pz |
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |