17-06-2023, 19:58

Bursa Orhaneli İlçesi Söğüt Köyü Faaliyeti 11-6-2023

Katılımcılar: Yenal Yazıcıoğlu, Talha Bıyık, Makbule Bürcü, Tuana Demir, Hüseyin Soylar, İsmet Ceyhun Yıldırım ve Tundra

Devamlı rehberlerimizden Orhaneli merkezinde ikamet eden Sedat Seymen bir sohbetimizde uzun zaman önce bir başka faaliyetimizde bize rehberlik eden Ali Asa’nın beş yıl önce ziyaret ettiği bir mağaradan bahsediyordu. Bu mağaraya ikinci girişinde Ali Amca ilk girişinde gördüğü insan yapısı oda benzeri yapıların ikinci girişinde kaybolduğunu hayretler içerisinde kendisine aktarmış. Bu ve birkaç olası diğer mağarayı belgelemek üzere 11 Haziran günü bir faaliyet gerçekleştirmeye karar verdik.

1986 model Mercedes 300 S ve Skoda Qamiq le yola çıktık. Sabah 9.00 da ilçe merkezinde buluştuktan sonra Söğüt köyüne vardık ve köyün dar sokaklarından geçtikten sonra köy mezarlığının hemen yanından dağa tırmanan yer yer yağmur suyunun oluşturduğu yarıkları ve kumlu zemini arazi şartlarına uygun olmayan Mercedesimiz ile geçmeyi başardık ve yaşlı anıt ağaçların bulunduğu Dede (yatır) mevkine ulaştık. Bu yaşlı kurdu o yaşlı ağaçlarla kaplı tepeye çıkarabilmenin veya onun bizi o dağa ulaştırabilmesinin verdiği mutlulukla hemen yanı başında albüm kapağı tadında bir fotoğraf aldık.

Malzemelerimizi aldık ve toplamda ikisi rehber birisi Tundra dokuz kişi yer yer meşelerin bulunduğu ardıç ormanındaki keçi yolundan zirveye doğru tırmanmaya başladık. Yaklaşık 800 metrelik bir yürüyüşün ardından Yel değirmeni (Söğütbaşı) mevkine vardık. Ali amca: ‘yaklaştık mağara buralarda bir yerde olmalı dediği anKatılımcılar:da’ az ötede bir çukurluk fark ettik. Yine yüksek olasılıkla defineciler tarafından ziyaret edilmiş bir mağaraydı burası ve irili ufaklı taşlarla doldurulmuştu girişi.

Bir müddet bu malzemeleri taşıyarak mağaranın ağzını açtık. Daha sonra ardıç ağacından emniyet aldıktan sonra dar bir girişten mağaraya indik. Mağarayı dört ayrı kişi inceledikten sonra Ali amcanın bahsettiği gibi uzun galeri ve odalar bulunmadığına kanaat getirdik. Yakın çevrede bağlantı olabilecek bir in veya mağara da yoktu. Nihayet toplam uzunluğu yaklaşık yirmi yedi metre olan bu mağarayı belgelemiş olduk.

Ali Asa ve Sedat Seymen bizden ayrıldılar ve Orhaneli’ye döndüler. Biz de Dede mevkine arabalarımızın yanına dönüp bir müddet oyalanıp bir şeyler atıştırdık. Sonra köy merkezinde Sedat Seymen ve yeni rehberimiz Mehmet Ali Toğrul ile buluşarak traktör ardı mini römorka doluşarak diğer mağaraları görmeye gittik.

Bunlardan ilki Ayvazon ini idi. Fakat bu kokurdan benzeri çöküntünün böğürtlenlerle kaplı zeminine indiğimizde gözler görülür bir girişin olmadığını, girişin tıkanmış olabileceğini hesap ederek biraz eşeledikten sonra küçük bir boşluktan hava akımının geldiğini fark ettik. Olası girişin ortaya çıkarılabilmesi için kazma kürekle epey çabalamak gerekiyordu. Bu yüzden bu inden ayrıldık ve Fındıklı inin yolunu tuttuk. Fındıklı inin hemen üzerinde adından da anlaşılacağı üzere büyük bir yabani fındık ağacı bulunuyordu. Giriş yer seviyesinden 5-6 metre aşağıda bulunan dar bir ağızdan oluşuyor ve SRT gerektiriyordu. Hat döşenir döşenmez iki arkadaşımız mağaraya indi. Beklediğimiz gibi bu mağara da pek uzun çıkmasa da oluşumu itibariyle incelemeye değerdi. Bu mağarayı da gördükten sonra Mehmet Ali amcanın bahsettiği biri çok büyük olmak üzere birkaç diğer mağaranın nasıl olduğunu merak etmeye başladık.

Ancak uzak konumlu bu mağaraları incelemek için yeterince zamanımız kalmamıştı. Köy merkezine döndük ve Mehmet Ali amca ve komşusu olan bir diğer potansiyel rehberden daha sonra bu mağaralar için bizlere rehberlik etmeleri sözünü ve davetini aldıktan sonra köyden ayrılarak kalem gibi düz gövdeli yaşlı meşelerin bulunduğu köy mesirelik alanında peynir ekmek karpuz ile bir öğün daha yemek yedik ve Sedat Seymen ile de vedalaşarak Bursa’ya dönüşe geçtik.

İsmet Ceyhun Yıldırım