Kayıt
0
50
24-11-2024, 19:34

Kapan Mağarası Araştırması (Otuz iki kısım tekmili birden)

İnegöl Fevziye Köyü Kapan Mağaraları 11.12.2021   (Tuzla tepe, Tuzla sırtı mağaraları)

2021 Haziran ayında Ayhan Kalafat’ın ihbarı ile İnegöl’de Fevziye köyünden ulaşılan bir mağara olduğunu öğrendik. Ancak hem pandemi hem de o günlerde yağış olması nedeniyle faaliyeti erteledik. Sonrasında bize mağarayı haber veren Ayhan Kalafat’ın işleri nedeniyle yazı geçirdik. Sekiz aralık günü yine Ayhan beyin iletişim için verdiği telefondan Hüseyin Uçaravcı’ya ulaştık.  Yine yağış yüzünden “Devçukuru” adlı mağaraya ulaşımın sıkıntılı olabileceği gerekçesi ile faaliyeti erteledik. Ancak Mta   tarafından haritalanmış Elmaçayırı ve Delikli mağaralarının yakınlarında kayda girmemiş mağaraların olduğunu öğrenince bu bölgeye odaklandık. Hüseyin Uçaravcı’nın verdiği “oldukça büyük mağara” bilgisiyle heyecanlansak da, geçmiş tecrübelerimizden yola çıkarak çok da inanasımız gelmemişti. “Buradan girip aşağıdaki köyden çıkan mağara” öykülerini çok duyunca insan daha bir temkinli oluyor. 


Mehmet Işık, Attila Ülgen, Yenal Yazıcıoğlu, Hüseyin Soylar’dan oluşan birinci araç yolcuları sabah saat 08.00 civarı dernek evinden hareket ettik. Emrah Sınmaz, Murat Soğucak, Şükrü Deveci , Talha Bıyık, Makbule Bıyık diğer araçla Emrah’ın evinden hareket etti. Yaklaşık 9.00 civarı İnegöl girişinde buluştuk. Bize rehberlik edecek olan Hüseyin Uçaravcı ile  Cerrah mahallesinde buluşarak Fevziye köyüne gittik. Köy girişinde araçları  bırakarak bir süre Kaldirek deresi boyunca yürüyerek, derenin sol yamacında yaklaşık 15 mt yüksekte yer alan “Kaldirek” mağarasının girişini gördük. Mağaranın koordinatlarını alarak giriş ağzının fotolarını çektik. Hüseyin Uçaravcı’nın ifadesine göre Kaldirek mağarası yatay seyirli, yaklaşık 10 mt civarında bir odacıktan ibaret. Daha sonra derenin sağ yamacında  Kaldirek mağarasının karşısından tırmanarak “Kapan” denilen bölgede Kapan1, Kapan2, Kapan3 olarak adlandırdığımız yan yana üç mağara ağzına ulaştık. Mağaraya çıkan patikanın sıkıntılı olduğu konusunda Hüseyin bizi uyarsa da çok önemsemedik. Yaratabileceği sıkıntıyı dönüşte daha çok hissettik. Yağışlı havalarda daha da kaygan olabilecek dökülen yapraklarla kaplı kayalık bir patika. Kayıp düşmeye çok elverişli, tehlikeli. Emniyet alınması daha uygun olur. 


Kapan2 ve Kapan3 olarak adlandırdığımız küçük mağaralar. Girişten itibaren 7-8 mt lik birer odacıktan ibaret. Barınak olarak kullanmaya çok elverişli. Ancak defineciler tarafından hem içine hem önünde hatırı sayılır kazı yapılmış. Ölçümlerini yaparak haritalarını çizdik.


Mağara girişlerinden Kapan1 olarak adlandırdığımız mağara bir günde haritalanmayacak kadar büyük ve karmaşık çıktı. Bursa ve civarında en görkemli mağaralar arasına girmeye aday. Farklı yerlerde 50-100 yarasalık kolonilere rastlandı. Bolca karstik oluşum görüldü. Srt gerektiren bir yer tespit edilmedi. Arkeolojik nitelikte sadece kırık bir testi parçası görüldü.   Mağaranın içinde yer yer küçük göller var. Farklı mevsimlerde su seviyesi yükselip alçalıyor. Mağara girişinin yaklaşık 10 mt kadar üstünde ikinci bir girişi daha olduğu anlaşıldı. Ekibin çoğunluğu araştırma etkinliğinin sonunda bu ikinci girişten çıktı. Bu ikinci girişin, giriş ağzı fotosunu çekip koordinatını almaya gittiğimde düşüp, ilk anda kaburgalarımı kırmış olabileceğimi düşündüğüm küçük bir kaza geçirdim. Gevşek yaprakların ve kaygan zeminin ne kadar tehlikeli olabileceğini yaşayarak öğrenmiş oldum. Benim düşmemin etkisiyle dönüş yolunda daha dikkatli olmak gerektiği anlaşılınca, gelirken kedi gibi tırmandığımız patikadan inerken zorlukla ve korku ile inildi diyebilirim. Bölge yeni araştırma bölgemiz olacak sanıyorum. Bu arada eski bir dağcı olan rehberimiz Hüseyin Uçaravcı’nın da ekibimize katılmasından büyük mutluluk duyduk.


Havalar elverişli olunca bu bölgeye tekrar geleceğimiz kesin.   

Ekip: Emrah Sınmaz, Murat Soğucak, Şükrü Deveci , Talha Bıyık, Makbule Bıyık, Mehmet Işık, Attila Ülgen, Yenal Yazıcıoğlu, Hüseyin Soylar, Hüseyin Uçaravcı

15.12.2021
Attila Ülgen


Kapan Mağaraları Ön Araştırma Faaliyeti   29 eylül – 1 ekim 2023
( Bir acayip faaliyet)

2021 aralık ayında İnegöl’den gelen bir istihbarat ile “Kapan” Mağaralarına ilk gezimizi yaptık. İstihbarat İnegöl’den dağcı Hüseyin Uçaravcı’dan gelmişti. Yaptığımız bu ilk gezide mağarayı tanıma fırsatımız olmuştu. Ancak sınırlı zamanda harita işine girememiştik. Sonuçta, tanımadığın bir mağarayı gezmeden haritalamaya çalışmak çok işlevsel değil.

Kapan Mağarası Araştırması (Otuz iki kısım tekmili birden)

2022 yılında ise “Dev Çukuru” mağarası araştırmasının son gününde Kapan mağarasını ziyaret etmiş ve sportif giriş gerçekleştirmiştik.

Geçen yıl 29 ekimde, üç günlük bir faaliyet ile bu işe bir son nokta koyalım, harita işini bitirelim planı ile faaliyete gitmeye karar verdik. Emrah Sınmaz, Talha Bıyık, Mustafa Gürel, Hüseyin Soylar ve Yenal Yazıcıoğlu’ndan oluşan ekibimiz ile planlamayı yaptık. Jandarmaya bildirim yapıldı. Malzemeler tamamlandı. Hüseyin Uçaravcı da muhtara haber verdi, kamp yapacağımız tarlanın sahibinden izin aldı. Başlangıçta her şey yolunda gözüküyordu.

Sabah erken Görükle’de dernek evimizde buluştuk. Malzemelerimizi yükledik. Hüseyin Bursa Şehir Hastanesi’nde çalışıyor. Ne hikmetse ne zaman faaliyete çıkacaksak bir önceki gece nöbetçi sabah 8 den sonra işten çıkıyor ve her seferinde “beni hastaneden alın” diye bizi talimatlıyor.

Neyse yola çıkıyoruz. Bir yandan Uçaravcı bizi takip edebilsin diye WhatsApp grubuna sürekli konum paylaşımı açtım. Şehir hastanesine varınca, bakıyoruz Hüseyin ortalarda yok. Arıyoruz bu sefer eve gitmiş. Hiç birimizin haberi yok. Görükle’ye dönüp, Hüseyin’i evinden alıp tekrar yola koyuluyoruz. Şehir Hastanesine tekrar geldiğimizde, bu sefer Yenal “uyku tulumumu evde  unuttum” diyor. Tekrar Görükle. Yenal’ın evden malzemeler alınıyor. Zaman ilerledi. “Olmuşken kahvaltı da yapalım. Sonra gideriz.” deyip, kendimizi bir tostçuda   buluyoruz. Saat 11:30 da tekrar yola çıkıyoruz. Tabi Uçaravcı bizi takipte oldukça zorlandı.


Hedefimiz İnegöl Fevziye köyü. Fevziye köyünden hemen sonra sağa tarla yoluna sapıyoruz. Kalacağımız yer yolun sonunda diye tarif edilmişti. Yolun solunda akan dere her yer ağaç, birkaç ev… Mükemmel bir doğa. 

Toprak yol sola kıvrılıp sona eriyor ve güzel bir tarlaya ulaşıyoruz. Ağaç dallarından çit bir kapı, oturulabilecek üstü kapalı büyük bir çardak. Eşyaları boşaltıp çadır kurmaya girişiyoruz. Tabi Hüseyin hariç. Hüseyin tarla sahibinin biriktirdiği odunları yakıp ateşle uğraşıyor. Hava sıcak neden yaktı? Onu tartışıyoruz. Seviyormuş. “Adam kızarsa ?” diyorum. “Parası neyse veririz.” diye yanıtlıyor.

Derken bir köylü arkadaş geliyor. “Kime geldiniz ?” diye soruyor. Ad veriyoruz. Onun değil amcasının arazisine gelmişiz. Bizim arazi biraz daha ileride. Biraz can çekişip amcaya ulaşamama falan derken mecburen toparlanıyoruz. İki yüz elli metre kadar ilerideki kamp alanına elde açılmış dev çadır tüm yükle taşınıyoruz. Odur budur derken, kamp kuruluyor ama saat 16 oldu. Mağara solunda aktif ve sağdan gelen ancak yağışsız mevsimde kuru olan iki dere yatağı arasındaki yüksek bir tepede. Mağaraya tırmanılarak, Kuru Dere tarafına bakılan oldukça tehlikeli bir patikadan ulaşılıyor. Patikanın sağı uçurum ve yağışta oldukça tehlikeli. Bu sefer emniyet için bir çok malzeme ve srt takımları getirdik.

Mağaraya girsek mi ?  “Gece karanlık olur…” düşüncesiyle sabah iş başı yapalım diyoruz. Ateş başı, sohbet, birbirimize laf atma falan derken uyku zamanı.

Sabah Yenal’ı kampta bırakarak dört kişi mağaraya yola çıktık. Malzemeleri yüklendik. Srt, harita ve fotoğraf malzemesi. Sol koldan dereden ilerleyip, sağa bir sırta tırmanıp patikaya ulaştık. Patikanın aslında geçilebileceğini görünce döşeme yapıp zaman kaybetmeme kararı aldık. Tabi mecburen yükleri mağara ağızına kadar taşımak zorunda kaldık.

Mağara yatay fosil bir galeri ile başlıyor. Galerinin sonuna doğru, sola giden ve bir dikey inişle birleşen iki yan kol var. Kollardan sonra ana galeride ilerlenince kalker kaplı bir havuz var. Havuz yağışlı mevsimlerde küçük, derin olmayan bir su ile doluyor. Bu havuzun sağından küçük bir tırmanış ve sonrasında sürünülerek dar bir geçitten ana galeriye - salona ulaşılıyor.

Büyük salon mağaranın fosil kısmı. Bu salondan ulaşılabilen dört kol var. En sağdaki kolu temelde yine bir havuzcuk. Ancak duvarda dik bir tırmanış sonrasında daralan şekilde devam edip, girişteki ilk yatay kola dik bir inişle yukarıdan bağlanıyor. Bir sonraki sağ kol eğimli yükselip, dev bir traverten dikitin yanından devam edip, mağaranın ikinci girişine açılıyor. Bu giriş, ilk girişin hemen üstünde ve çok yakın. 


Büyük salonun hemen karşısında yaklaşık iki metre yükselerek aktif kola ulaşılıyor. Bu kol sağ taraftan gelen iki büyük traverten havuz ve sonrasında su akım yönünde mini havuzcuklardan oluşan bir yapı ile ana kolun son kolu ile kısa bir süre sonra birleşiyor. Son kol önceden aktif olduğu belli olan yapıda hafif eğimli devam edip, sağdan gelen üçüncü kolun birleşmesi ile devam ediyor. Birleşik kol küçük havuz ve cadı kazanları ile bir süre yatay devam ettikten sonra, ipsiz inilebilen dikey şekilde devam edip, birkaç iniş sonra çamur taban ile sonlanıyor. Burası aktif galerinin son noktası.

Mağara; yatay, negatif ve pozitif dikey, fosil ve aktif kolları barındıran, oluşum açısından da zengin güzel bir mağara. Bursa’da uzunluk sıralamasında üçüncü büyüklükte olduğunu rahatça söyleyebiliriz. Mağaranın alt seviyesinde ilk tırmandığımız patikaya göre daha yatay seyreden yolla ulaşılan ikinci bir mağara var. Her iki mağara kapan mağaraları olarak adlandırılsa da, biz iz düşüm olarak iki mağaranın alt üst bağlantılı olduğunu, üst mağaradan boşalan suyun bu mağarayı da beslediği ve iki mağaranın da tek bir mağara olduğu düşüncesindeyim.

Mağarayı gezmek, fotoğraf çalışması derken zaman geçiyor. Haritalama işine ertesi gün başlamak üzere kampa dönmeye karar veriyoruz. Kampa döndüğümüzde Hüseyin Uçaravcı’yı kampa gelmiş buluyoruz. Biz içerideyken hafif yağmur yağmış ve çadırlarımızdan biri su almış. Kamp yanındaki yolu genişleten, ağaçları yıkıp geçen iş makinası ortamı bozuyor. Su almak için, derenin biraz üst seviyede küçük bir bent yapılacak. Hüseyin öğretmenimiz, çoğu insanı etkileyen iş makinesi seyrine kendini kaptırıp yol boyu makine ile açtığı yoldan devam ederek, yapılan işi uzun süre seyrediyor.


Akşam oldu. Hüseyin ve Yenal’ın kaldığı çadırı kurutmaya çalışıyoruz. Hüseyin ihtiyaç fazlası, alta yaymak için büyük bir tül perde getirmiş. Su ısı tutmaz bir eşya... Niye? sini anlayamıyor ama süreci izliyoruz. Tül perde katlanıp, Hüseyin’in şevkatli ellerinde gerilip, uzunca bir süre ateşte kurutuluyor. Kısmi kuruduktan sonra, Hüseyin üstüne yatarak bir süre uyuyor ve sevişmeleri böylece uzayıp gidiyor. Yenal’ın yemekleri, Mustafa’nın eğitim konusundaki vazgeçişleri ve yeni iş girişimi, eskileri ve kampta olmayan arkadaşlarımızı anarak ateş başında sohbetle geceyi tamamlıyoruz. 

Yatma zamanı geldiğinde sağnak yağış başlıyor. Büyük çadırımızda konforlu bir şekilde yatıyoruz. Aralıklı olarak tüm gece süren yağış, sabah erken saatlerde de devam ediyor. Sabah kahvatı saati tam bir eziyet ve yoğun yağış ile geçiyor. Mağara yolu tehlikeli hale geldi yağış aralıklı devam ediyor. Oluru yok. Toplanmaya karar veriyoruz. Apar topar eşyaları toplayıp araca dolduruyoruz. Hüseyin perdeyi kampta terk ediyor. Birisinin işine yararmış. Tabi hırlaşıyoruz. Perde de araçtaki yerini alıyor. Kampı erken bitirip işimiz tamamlayamamak can sıkıcı. Ancak, zamanında toplanmamızın iyi bir karar olduğunu Bursa’ya dönünce anlıyoruz. 


Cerrah köyünde çay ve ufak tefek atıştırmadan sonra Bursa’ya doğru yola revan oluyoruz. 
 
Öğle saatinde dernekteyiz. Malzememizi indirip, derneğin kapısını açtığımızda karşılaştığımız manzara “iyi ki erken dönüp, bir de derneğe uğramışız” tadındaydı. Aşırı yağış nedeni ile banyo giderinden taşan su derneği   süpürgelik seviyesinde bir havuza çevirmiş. Yeni bir maceraya atılma zamanı. İtfaiye arıyoruz. Hem çok yoğunlar hem de bu kadar bir suya gelmiyorlar. İş başa düşüyor. Suyu kova ile bezle boşaltma, etrafı toparlama yaklaşık iki saatimizi alıyor. Böylece faaliyeti noktalıyoruz. 




Hakikaten çok acayip bir faaliyet.

Ekip : Emrah Sınmaz, Talha Bıyık, Yenal Yazıcı Oğlu, Hüseyin Soylar, Hüseyin Uçar Avcı, Mustafa Gürel

Emrah Sınmaz 


Kapan Mağaraları Araştırma Faaliyeti  13-15 Eylül 2024

Bu iş böyle olmuyordu. Mağarayı çok yalnız bırakmıştık. Muhtemel o da bizi çok özlemişti. Böyle güzel bir mağarayı başka bir ekibin haritalama durumu da olabilirdi. Yaz sonu bir faaliyet ile bu işin sonunu getirmeye karar verdim. Öncelikle beş günlük bir faaliyet planladım. Faaliyet 11-15 eylül tarihleri arasında yapılacaktı. Üzümün çöpü, armudun sapı gibi nedenlerle ekip kurmakta zorlanınca faaliyeti kısaltıp 12 perşembe gecesinden gitmek ve üç günlük bir faaliyet için ekiple mutabık kaldık.

Faaliyet bir şenlik havasında geçsin, bu güzel mağarayı onlar da görsün düşüncesi ile MADAnkara’dan da mağaracı dostları çağırdım. Faaliyet şenlik havasında geçecek. Damacana sular, yiyecek, büyük çadırlar… Çok güzel olacak.

Bu arada Murat Soğucak mağara belgeseli çeken bir ekibin de faaliyete katılacağını bildirdi. Planlanmamış bir durum. Faaliyeti aksatacağı düşüncesindeyim. Çekim özel bir durum ve emek istiyor. Doksanlı yıllarda katıldığım, Tokat “Ballıca” mağarası çekimleri yayınlanmadan halen TRT arşivinde yatmakta. Otonom bir ekip kendi çalışmalarını yapacaklar. Faaliyet gittikçe kalabalıklaşıyor.

Bir önceki etkinlikte İnegöl jandarmaya ulaşıp whatsapp üzerinden etkinlik bildirimi yapmıştım. Çok da kolay olmuştu. Hüseyin öğretmenim muhtar ve kalacağımız arazi sahibinden izin almıştı. Yine aynı yolu izleyeyim diye düşündüm. Uzun uğraşlarıma karşın bildirimi alacak bir jandarma yetkilisine ulaşamadım. Kaymakamlıktan onay diye yanıt aldım. Tam nasıl yapacağım derken Hüseyin Uçaravcı aradı ve muhtarımızın çokda sıcak yapmadığını söyledi. Bir önceki yıl bize olumlu yaklaşan tontiş muhtarımız vefat etmiş ve tanımadığımız yeni bir muhtar yönetimi devir almış.

Muhtarı arıyorum. Muhtar beni bayağı bir tersliyor .
  • Böyleyken böyle biz şuyuz, daha önce de geldik. Kamp yapıp mağarayı haritalayacağız.
  • Kime göre ? Neye göre haritalayacaksınız ? Sizi tanımıyorum. Tanımadık biri istemiyorum.
  • Muhtarım sizin tanıdığınız mağara sporcusu, harita yapan var mı ?
  • Yok. Hele bir gelin bakalım…
Biraz sonra benim ulaşamadığım jandarma beni arıyor. Muhtarım sağ olsun telefonumu vermiş. Durumu izah ediyorum. “Size ulaşamadım. Etkinlik…” Kaymakamlıktan onay vs. diyerek şartlarını koşuyor. Alışık olmadığımız durumlar. Gece gitmemeye karar verdik. Sabah ola hayrola.

Ertesi sabah yoldayız ancak izin muhtar derken kafalar iyice bulanık. Ankara’dan MTA mağara biriminden destek istiyoruz. Jandarma tamam diyor. Sonra Ankara ekibinde yabancı uyruklu bir kişinin olması nedeniyle MTA’dan yazı istiyorlar. İnegöl’de alışveriş merkezinde takılıyoruz. İzindi falandı derken akşam oluyor. Bir günümüz daha gitti. Bu arada çekim ekibi kamp alnına çokta yerleşmiş durumda. Akşam saati kaymakamlığa uğruyoruz. Başvurumuz inceleniyor. Kültür müdürlüğünün verdiği yanıtta “Mağara içinde yapılacak etkinliğe karışmadıklarına ve bir engel olmadığına…” dair görüş belirtiliyor ve kaymakamlıktan jandarmaya sevk ediliyoruz. Jandarma kontrolleri yaptıktan sonra, ormana girme yasağının da hatırlatılması ile kapma doğru yola çıkıyoruz.

Kampa vardığımızda çekim ekibi yerleşmiş. Halen muhtar ile temas kuramadık. Tavrı belirsiz. Talha ve Makbule muhtarın evine gidiyorlar ve ailesi ile görüşüyorlar. Muhtarımız yine yok. Gece muhtar kampa geliyor, sohbet falan derken ara biraz ısınıyor. “ Sabah beni bekleyin “ deyip, ayılar korksun diye havaya tabanca atışı yaptıktan sonra evine geçiyor. Ankara ekibine karışıklıktan dolayı gelmeyin dedik.

Ertesi sabah “Benim işim var. Siz girin” başlangıcını veriyor. Ekip hazırlanıyor. Önce dairesel yerleşip, mizansen bir açıklama ile çekim yapılıyor. Sonra mağaraya doğru yola çıkıyoruz. Muhtarımız yetişip “Mağaracı görün” diye bize katılıyor. Arada dron çekimleri, patikada ilerleyiş ve mağara ağızına ulaşıyoruz. Muhtarımız önden giriş yapıyor. Hemen sonrasında      “çok tozu” deyip dışarı çıkıyor.

Ekibimizi ikiye ayırıp Talha ile harita işini yapmaya başlıyoruz. Ekibin bir kısmı mağarayı gezip yeni kollara bakacaklar. Çekim ekibi bizden bir süre sonra giriş yapacak ve planladıkları mizansene göre çekim yapacaklar.

Talha ile giriş, sonrasındaki birkaç kolu haritalıyoruz. Zaman hızlı akıyor. Çekim ekibi arada bize yetişip, aynı kolda çekim yapıyorlar. Dışarıdan bakıyor gibi izliyoruz. En çok duyduğumuz replik “ Keşfedilecek daha çok yer var”. Tulumlu malzemeli bir kamp alanı yaratıyorlar. Mağaranın ilginç yanı aktif su çeken kollarda çöken çamur dışında, mevsiminde boş olan göletçikler, dar galeriler ve inişler sonradan sıvanmış gibi kalker kaplı. Öyle ki bir çok dik iniş bu sayede ipsiz yapılabiliyor. Mağara içi kamp için de çok uygun noktalar var. Deneyim için kamp yapmaya uygun. Ancak mağaraya ulaşım zor ve tehlikeli. Bir yanı oldukça dik. Ne kadar malzeme taşınabilir ?  Niyete ve dirence bağlı olarak yapılması mümkün.

Girişten sonraki ana galeriyi haritalayıp, sürünmeli dar geçitten ana galeriye ulaştık. Çekim ekibi ana galeride oldukça oyalanıyor. Talha ile sağda ilk kolu haritalıyoruz. Zor bir çıkışı Talha tek başına yapıyor. Zorlu dar bir galeriyi tek başına devam ediyor. Galeri sonunda dik bir inişe gelince, mağaraya sonradan giren Yenal ve Murat’ı yukarıdan görüp kolların birleştiğini keşfediyor. Talha’yı beklerken,  Hüseyin  öğretmenimiz, mağaraya ilk kez giren kızı ile geliyor. Arkadaş gibiler birlikte sigara tüttürüyorlar. Talha geliyor. Hüseyin gece iniş tehlikeli diyor ve burada bırakalım kararı alıyoruz. Ancak mağaranın çok azı haritalandı. Çekim ekibi devam edecek. Bir günde çekmek istiyorlar. Yanlarında güvenlik hattı kuracak ekipman ve hepsinde kuşam var.

Kampta olmak güzel. Ancak çok az iş yapabildik. Onca hazırlık planlama… Faaliyet hızlı ilerlemiyor. Geç saatte çekim ekibi de eksiksiz kampta. Ertesi gün röportaj yapılacak. 

Sabah kahvaltı sonrası röportaj, çekim derken öğlen oluyor. Akşam yağış gösteriyor. Yapılacak çok iş var ancak zaman daraldı. Girişten vaz geçiyoruz. Talha söyleniyor “sizin yapacağınız faaliyetin…“.

Bu faaliyeti de böylece, amaçlarımıza ulaşamadan tamamlıyoruz. En azından kullanabileceğimiz görseller olacak diye mutluyuz. Muhtar ile sulh halindeyiz. Bu da bir şey.

Yine geleceğiz.

Ekip: Emrah Sınmaz, Talha Bıyık, Yenal Yazıcıoğlu, Murat Soğucak, Makbule Bürcü, Ahmet Açan (umast), Furkan Berk Kaya (umast)
Çekim Ekibi: Yusuf İşsever (antrenör), Şamil Karahan, Gülçin Geceli, Hüseyin Yılmaz, Yahya Al (Yönetmen), Berkay Zengin (Yönetmen Yardımcısı)

Emrah Sınmaz


Kapan Mağaraları Araştırma Faaliyeti  25-27 Ekim 2024

Mevsim geçmeden mağarayı haritalama peşindeyim. Mağarayı 60. kuruluş yıldönümümüz etkinlikleri kapsamında haritalamak ve yayına dökmek istiyorum. Gerçi gelecek yılın mayıs ayına kadar 60. yıl sayılır ama işi çok geciktirdik.

Bu motivasyonla faaliyet ilan ediyorum. Uygun kişi sayısı çok az oluyor. Cuma gecesi Talha ile iki kişi gideceğiz. Yanımızda çok az malzeme alıyoruz ve pratik kamp planlıyoruz. Cumartesi günü de Didim’den gelecek Yenal Yazıcıoğlu ve ilk kez tanışacağımız, İnegöl’lü Muhammet Ali İşçi ekibe katılacak.


Eskiden bu güne taşıyıp, aktarmaya niyetimiz olan MAD ruhu ile gece yoldayız. Saat 22 de kamp alanındayız. Kamp alanı yalnız, karanlık ve uzamış çayırlar ıslak. Çadırımız kurup, ateşi yakınca bir şeylere benziyor. Ateş, muhabbet, Cerrah köyünden aldığımız döküm saçta kestane pişirmece... Azcıkta ev yapımı dem çekiyoruz. İki kişide olsak kamptayız. Eskiden bu yana, bir yerde kamp yaptıysam daha sonra da aynı yerde kamp yapmayı huzurlu bulurum. Erken kalkalım diyerek geceyi sonlandırıyoruz.


Ancak saat 08:30 da kalkabiliyoruz. Kamp yerimiz tepelerin arasında kalıyor. Hava buz gibi soğuk. Güneşin gelmesini beklemek mantıksız. Sabah kahvaltısı sonrası çadır dışında tüm eşyalarımız aracımıza yükleyip, giriş ve muhtemel çıkış saatimizi MADBursa iletişim grubunda paylaşıp mağaranın yolunu tutuyoruz.

Mağara ağızına vardığımızda saat 11:30 olmuş. Tekrar mesaj atıp geç çıkabileceğimizi bildiriyoruz. Attila Ülgen daha önceki faaliyetimizde mağarayı ve yanındaki küçük mağaracıkları “Kapan 1,2,3” olarak adlandırmış. Mağara yolunda yaptığımız tırmanışın bir evresinde patika ikiye ayrılıyor. Yukarı doğru çıkınca şimdi çalıştığımız mağaralara ulaşılıyor. Yatay ve sağa doğru ilerleyince daha alt seviyedeki diğer mağara ve mağaracıklara ulaşılıyor. Benim daha önceki faaliyetlerden edindiğim izlenime göre aslında üstteki mağaradan batan su alttaki mağaraya doğuyor ve mağaranın oluşumunda etkin rol oynuyor. Haritalar tam çıkınca iz düşüm olarak değerlendirebiliriz. Ancak ben, iki ana mağara olduğu söylenen mağaraların aynı mağara olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle üstteki mağaranın “Yukarı Kapan” ve alttakinin “Aşağı Kapan” olarak adlandırmayı daha uygun buluyorum. Aynı mahallenin sokakları gibi düşünüyorum.


Son hazırlıkları mağara ağızında yapıp saat 12 de Yukarı Kapan mağarasına giriş yapıyoruz. Daha önce haritaladığımız yerden ana galeriye geçişte sürünme olduğundan üstteki ağızı giriş için tercih ediyoruz. Girişten hemen sonra kısa sürede ana galeriye büyük salona iniyoruz. Son istasyon noktasından ana galeriye açılı atışlarla ölçüm yapıp yer şekillerini yerleştiriyoruz. Sola doğru ana galerinin ilk haritaladığımız bölümün altına dalan kolunun da haritalamasını tamamlayıp, üst giriş yönünün sağında kalan aktif kola yönleniyoruz. Büyük salon temelde fosil yapıda. Bu kol yaklaşık iki metre kadar salondan yüksekte. Sızıntı şekilde gelen sular, yağışlı mevsimde, travertenli  ardışık  küçük havuzcuklardan oluşan dar bir koldan akarak daha sonra ölçeceğimiz bir kolla boşalıyor. Aktif mevsimde baharda şimdi boş olan cadı kazanlarının dolu olduğu söyleniyor. Bunu da görmek gerekir.


Kapan adının nerden geldiğini biraz daha iyi anlıyoruz. Her iki girişin ana salona bağlantısı o kadar küçük ve gizli ki, bu salonun ortasına birini bırakmak mümkün olsa çıkışı çok zor bulur. 

Son aktif galeriyi haritalamak üzere yola devam ediyoruz. Metre metre dikkatli ölçüm alıyorum. Nereden anlıyorum. Talha’nın söylenmesinden. “Çok ayrıntı alıyorsun. İki kişi ayrı ekip mi haritalasaydı ? vs. Ölçüm ilerliyor, Talha hiç durmadan konuşuyor. Konuşmadığı zamanlarda yeni kolar bulmak üzere uzaklaşıyor ve buluyor. Bir aşama ileri gidiyoruz, sonrasında geriye dönen dar bir galeri buluyoruz. Neredeyse bir noktaya iki yada üç kolun birleşmediği galeri yok gibi. Saati soruyorum 15:00 Devam ediyoruz. Bayağı bir haritalamadan sonra tekrar soruyorum 15:15.  Arada “yaşlı mağaracı” falan laf söylüyor. “Ben kendimi biliyorum” deyince de. “Şaka yapıyorum. Alınıyorsan yapmayayım” diye şaşkınlığını dile getiriyor. Mağaranın sonun ipsiz inilen inişlerle tamamlıyoruz. Arada bir yan kol ve giriş yaptığımız ağız ve büyük salona bağlantı bölgesinin harita ölçümü kaldı. Dikkatim biraz dağıldı. Ayrıntı almakta zorlanıyorum.


Geriye doğru dönüp yan kola başlayınca, küçük dar bir yan kola devam edince, tek bir noktaya açılan üçlü kol birleşimine ulaşıyoruz. Talha soruyor: 
  • “Bir seferde en fazla kaç saat ölçüm aldın ?”
  • “Dokuz saat”
  • “Kaç saat çalışmayı düşünüyorsun ?”
  • “Sekiz.Yok yedi…”
  • “Saat sekiz oldu”
Birden, görevini yapmış insanların duyduğu huzur ile “Bu gün yeter. Çıkalım.” diyorum. İşimiz az kaldı. Ama geç oldu. Talha da hakikaten çok konuşuyor. Konuştuklarının yarısı elektrik elektronik üzerine. Eski bir lambaya, led, lityum pil, aynı zamanda power bank ve aynı zamanda ses sistemi… Çoğu projesi bu yönde. Çıkışa gidiyoruz.

Çıkar çıkmaz Yenal’ı arıyoruz. İnegöl’de yeni arkadaşımız Ali İşçi’yi almak üzere. Karanlıkta patikadan aşağı iniyoruz. Aslında gece inmenin daha güvenli olduğunu düşünüyorum. Sonuçta mağaracıyız ve karanlığı seviyoruz. Zaten mağara diye sevdiğimiz, duvarlar arasındaki karanlık boşluk. Aynı evimiz gibi. Sadece bir yerde şaşırıyoruz. Ama çabuk toparlıyoruz. Saat 21:00 kamptayız. Ateşi yaktık. Ekibi bekliyoruz.


Geldiler. Ekip ateş başında toplandı. Ali ile tanışıyoruz. Saç tavamızda fantezi yemekler, kafamızda fantezi fikirler. Derken geceyi tamamlıyoruz.

Sabah erken kalktık derken, yine kahvaltı hazırlık uzuyor. Mağara yolunu tutuyoruz. Yine üst ağızdan girip çıkacağız. Saat 11:30 mağara ağızındayız. Haritalanmamış iki yer var. Aktif galerideki yan kol ve ana koldan üst çıkışa olan bölüm. 

İlk olarak mağaranın sonuna yakın yan kolu haritalıyoruz. Yine her yer her yere bağlanan kollarla dolu. Yan kolu sonunda güzel traverten-sarkıtlardan oluşan bir duvar bulunuyor. Aynı umarsızlık ve ataklıkla tehlikeli bir karışım haline gelen Talha-Ali ikilisi ısrarla bu oluşuma tırmanıp, kol aramaya niyetleniyor. Tehlikeli bir yükseklik. Siz bilirsiniz falan diyorum ama sonunda yapmayın şeklinde net yasaklıyorum. Dur durak bilmiyorlar. Ancak bu ataklık, mağara ilerletmekte çok iyi bir özellik. 


Bu kolun girişinden geriye doğru başlayarak fotoğraflama yapacağız ve en sonunda giriş galerisini de haritalayıp işi bitireceğiz. Yeni bir tehlikeli karışım Talha ve Yenal ikilisi… İkisi de sürekli konuşuyor. Dünya simülasyonmuş falan filan. Termosa c-tipe giriş, hem hoperlör, hem şarj ünitesi, hem de led aydınlatma… Sonra her fotoğrafta tırmanıyormuş gibi yapma hevesi. Yani engel aşmak için tırmanmak tamamda sütuna çıkıyormuş gibi yapmakta nedir ?


Daha önce Karalar, Bayındır mağaralarında yaptığım çekim deneyimlerinden ve godox bayisinden aldığım tüyolarla çekim işinde standartlarımı belirlemiş olarak çeki yapıyorum. Aktif galeri, ana salon ve ana salonun hemen üstündeki galeride çok sayıda fotoğraf çekimi yaptık. Modeller hevesli ve sabırlı.

Çıkışa başlıyoruz. Bu galerinin de ölçümlerini alıp, çalışmayı sonlandırmak kararındayız. Yenal ve ben en sona kalıp işi tamamlıyoruz. Yirmi yedi ekim 2024 akşam ezanı okunduğu anda dışarıdayız. Alaca karanlıkta intikal yapıp kamp alnına ulaşıyoruz.


Sonrası toplanma ve eve dönüş. Eve yakın faaliyetin tadına doyulmuyor.
Ekip: Emrah Sınmaz, Talha Bıyık, Yenal Yazıcıoğlu, Muhammet Ali İşçi

Emrah Sınmaz

İki gün sonra Talha arıyor. Yönetmenimiz mağaranın üst çıkışındaki çekimleri eksik bulmuş. “Bir gidişinizde geleyim” diyormuş. Zaten ben de son galerideki büyük traverteni eksik ölçtüğümüz düşüncesindeyim. Çekiyor bu güzel doğa parçası. Gördüğüm en güzel mağara olabilir.

Oylandı
0
0
Yorumlar
Yorum Ekle
Bilgilendirme
Yorum Ekleyebilmeniz için Sitemize Kayıt Olmanız Gerekmektedir.
YORUMLANAN
nureddin91
nureddin91
Merhaba, Fotoğraf galerisindeki fotoğraflar açılmıyor.
mangit
mangit
Kıymetli Hocam; Yıllar önce Kütahya-Emet ilçesinde
Tamer
Tamer
Tebikler ....
mtnylnz
mtnylnz
Ayva ini mağarasında fazlasıyla yarasa var.
Tamer
Tamer
bende düşünüyordum güzel bir dövme yaptırmayı... iyi denk
Tamer
Tamer
elimize sağlık :)
ETKİNLİK TAKVİMİ
«    Aralık 2024    »
PtSaÇaPrCuCtPz
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031