8 Mayıs 2011 Keles Gelemiç Çamlıkbaşı Mağaraları Araştırması

Keles Gelemiç’teki ekip arkadaşımız Mehmet Çetin, daha önce bölgeye yaptığımız etkinliklerde “köy’ün yanındaki mağara” diye tanımladığı bir yerden bahsetmişti. Kendisinin anlatımından bölgedeki son istihbaratımız olduğunu düşünmüştük. Bölgedeki araştırmalarımızı tamamlamak için etkinlik yapmaya karar verdik. Etkinlik, 8 Mayıs 2011 Pazar günübirlik olarak planlandı.

Etkinlik sabahı, yedi kişilik ekibimiz Carrefour otoparkında buluştuk. Yedi kişi kapasitesi olan Landrover’imizle yolculuk yapmaya karar verdik. Araca, malzeme ile doluştuktan sonra saat 8:39 da yola çıktık. Aracımızın teknolojik alt yapısı ya da eskimiş teknolojisi nedeni ile saat 9:50 de Keles’e varıyoruz. Keles’in nöbetçi çorbacı sitemini bildiğimizden hemen nöbetçi çorbacıyı bulup, kahvaltı işini hallediyoruz. Sonrasında öğle yemeği için malzeme alıp, Gelemiç’e doğru yola devam ediyoruz.

Gelmiç'te Uzun Mehmet ile buluşuyoruz. Her zaman ki gibi ser verip sır vermiyor. Uzun Mehmet motoru ile önde biz arkada yola koyuluyoruz. Gelmiç’in hemen girişinde, sola ayrılan toprak yoldan orman içine devam ediyoruz. Kısa süre sonra köy yanında denilen yerin aslında köyden 6 km ilerde olduğu anlaşılıyor. Landrover’imiz ile geldiğimize seviniyoruz. Çünkü bu kısa toprak yol bile altı alçak araçlara uygun görünmüyor.

Saat 10:56 da mağaranın bulunduğu bölgede, çeşme yanında aracımızı park ediyoruz. Her zaman ki gibi su almadığımız aklımıza geliyor. Allahtan su başındayız. Yüz elli metre yürüyüşten sonra küçük bir mağara girişine varıyoruz. Bakıyoruz ki küçücük bir in. Uzun Mehmet’e anlamlı bakıyoruz. Giyinmeyelim falan diyoruz. Ancak ” hele bir giyinin” diye yanıtlıyor.

Anlaşılıyor ki aradığımız mağara girişi bu değil. Elli metre kadar tepe aşağı inilince 1m çapında , dikey girişli ağızla karşılaşıyoruz. Tolga “ ip lazım” falan diyor ama ben zaten sığamam. Tam canımız sıkılacakken ikinci kez şakalandığımızı anlıyoruz. Biraz daha aşağı seviyede mağaranın asıl girişine ulaşıyoruz.

Saat 11:15 de mağaraya hep birlikte giriş yapıyoruz. Mağaraya küçük, kolay inilebilir dikey bir inişle giriliyor. İnişin hemen sonrasında, geniş bir salona ulaşılıyor. Bu salonun ortasına, ilk gördüğümüz dikey girişin ışığı düşüyor. Bu girişin altında, yukarıdan atılan taşlardan, bir tepecik oluşmuş. Salonun sonunda biraz tırmanışla iki küçük kola çıkılıyor. Bunlardan birinde, malzeme olmadığından inemediğimiz küçük bir inişle karşılaşıyoruz.

Salonun solunda, yine ipsiz inilebilen dikey bir geçitle daha alt seviyelere inilebiliyor. Buradaki dar galeriden ilerlerken, önce yaklaşık 40 bireyden oluşan yarasa kolonisi ile karşılaşıyoruz. Yarasalar muhtemel büyük nal burunlu. Galeride ilerleyince, sola doğru çamurlu kaygan inişten aşağı doğru ilerliyoruz. Burada insan iskeletleri ile karşılaşıyoruz. Yorum yapmak zor ancak, bir kısım kemiklerin traverten ile birleştiği gözleniyor. Ayrıca, kemiklerin yanındaki çömlek parçalarından, eski bir mezar gömüsü olabilir mi ? diye düşünüyoruz. İnceletme olanağı bulamadığımız için örnek almıyoruz. Mağaranın sonundan başlayarak harita ölçümü yapıyoruz. Bir tane daha 5m lik inişle karşılaşıyoruz. Buraya da bakmak başka bir etkinliğe kalıyor.

Harita çalışması tamamlanarak saat 14:50 de mağara dışına çıkıyoruz. Kısa sürede küçük ini de haritalayıp, saat 15:15 su başında yemek faaaliyeti icra ediyoruz.

Tam son mağara diye düşünürken, Uzun Mehmet “öteki mağara” gibi bir şeyler söylüyor. Sonra “ bir daha ki sefere, şu karşıdaki toprak yoldan gideceğiz, üç küçük mağara var, bunun gibi…” deyiveriyor. İlahi Uzun Mehmet sırlarla dolusun. Saat 16:30 da yola çıkıp, saat 18:20 de Bursa’ya ulaşıyoruz.

Etkinliğe Kaltılanlar: Emrah Sınmaz, Attila Ülgen, Mehmet çetin, Mustafa Caner, Kasım Altay, Yenal Yazıcığoğlu, Tolga Satıoğlu, Taner Türker

Emrah Sınmaz